Kur’an-ı Kerim’in İsimleri

Kur’an’ı tanıyabilmek için onun Kur’an’da ve hadislerde geçen isimlerini/sıfatlarını gözden geçirmemiz yararlı olacaktır. Çünkü yüce Allah ve O’nun Peygamberi tarafından Kur’an’a verilmiş bu isim ve sıfatların her biri onun bir yönünü, bir özelliğini ve güzelliğini ortaya koymaktadır. Belki bunların hepsini birden değerlendirmek, kapsamlı bir Kur’an tanımını da ortaya çıkaracaktır.

Kur’an’ın isim ve sıfatları ve bu konuda zikredilenlerin hangisinin isim, hangisinin sıfat olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Kur’an’ın, büyük çoğunluğu ile kendi ayetlerinde geçen isimlerini yüzün üzerine çıkaranlar olmuştur. Biz muhtelif kaynaklarda sayılan bu isim ve sıfatları alfabetik sıraya göre ve gerek görülenlerin kısa açıklamalarıyla birlikte burada vermekle yetineceğiz. Kur’an’da geçmeyip hadislerde geçen isimleri belirtmek için onları * işaretiyle ayırdık.

1.            el-Aceb: Hayrete düşüren, ilginç hakikat.72/1 Kur’an’ın lafız ve mânâ bakımından eşsizliğini vurgulayan bir isimdir.

2.            el-Adl: Mutedil ölçüler koyan, adalet kaynağı ve adaletin kendisi olan.6/115

3.            Ahsenü’l-Hadîs: Sözün en güzeli olan.39/23

4.            el-Alî: Yüce olan ve yücelten.43/4

5.            el-Arabî: Arapça olan.39/28

6.            el-Âyât: Ayet cümlelerinden oluşan.2/252 Allah’a, doğruya, huzura götüren, ayet adı verilen parçalardan oluşan bir kitap olduğuna dikkat çeken bir isimdir.

7.            el-Azîm: Büyük olan.15/87

8.            el-Azîz: İzzet kaynağı, çok değerli olan, aziz eden.41/41

9.            el-Bahr*: Güzellik ve hikmetleri bitmek tükenmek bilmeyen bir derya/deniz olan.(Tirmizi, Fadâilü’l-Kur’ân 14.)

10.         el-Bâliğa: Üstün ve yüce olan.54/5

11.         el-Belağ: Kutlu mesaj.14/52 Kur’an’ın insanlara ulaştırılması gereğini vurgulayan bir isimdir.

12.         el-Besâir: Apaçık belgeler mecmuası.45/20 Kur’an’ın lafız ve mânâ bakımından eşsiz bir mucize olduğunu vurgulayan bir isimdir.

13.         el-Beşîr ve en-Nezîr: Müjdeci ve uyarıcı olan.2/119 Kur’an’ın en belirgin iki özelliğini belirten iki isimdir.

14.         el-Beyân: Apaçık olan. Onun hem lafzı hem manası açıktır.3/138

15.         el-Beyyinât: Apaçık belgeler topluluğu.29/49

16.         el-Beyyine: Belge, delil.6/157

17.         el-Burhân: Açık delil, belge.4/174

18.         el-Büşrâ: Müjdeci, müjde veren.2/97

19.   el-Dâfi’*: Sıkıntıları defeden, müdafaa eden. Ahiret sıkıntılarını müminden giderdiği için bu isim verilmiştir. (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr, III, 318)

20.         el-Esâra: Bilgi izleri.46/4 Bu ayette geçen “esâra” kelimesi Kur’an’ın isimleri arasında sayılmış ise de bu pek tutarlı gözükmemektedir. Çünkü ayette Kur’an ayrıca zikredilmiştir.

21.         el-Fadl: Lütuf, nimet.10/58

22.         el-Fasl: Kesin hatlarıyla ayırt eden, ayıraç.86/13

23.      el-Furkân: Hakkı batıldan, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayıran.25/1 Parça parça indiği için, hak ile batılı birbirinden ayırt ettiği için, içerisinde din ve dindarlara yardım va’dleri bulunduğu için, okuyanı şek ve şüpheden kurtardığı için, karanlıktan aydınlığa çıkarıp doğru yola götürdüğü ve manen kişileri desteklediği için bu isim verilmiştir.(Fîruzabâdî, Besâir, I, 83.)

24.         el-Ğayb: Gayb bilgileri içeren.2/3 Kur’an’ın gaybe dair bir takım haberleri içerdiğine ve onun geldiği kaynağa ve geliş şekline dikkat çeken bir isimdir.

25.         el-Haber*: En doğru ve geçek haber kaynağı olan.(Tirmizi, Fadâilü’l-Kur’ân 14.) Sözkonusu hadiste hem “nebe” hem de “haber”kelimesi kullanılmıştır.

26.         Hablullâh: Allah’ın kopmaz, sağlam ipi.3/103

27.         Hablullâh el-Metîn*: Allah’ın kopmayan sağlam ipi.(Tirmizi, Fadâilü’l-Kur’ân 14.)

28.         el-Hadîs: Geçek ve doğru söz.7/185

29.         el-Hakk: Gerçeğin kendisi.69/51 Kur’an’ın hem Cenâb-ı Hakk’ın katından geldiğini, inişinde hiç bir şüphe olmadığını ve içeriğinin salt gerçeklerden ibaret olduğunu vurgulayan bir isimdir.

30.         el-Hakîm: Hikmetli, hikmet kaynağı olan.36/2 Aynı kökten türetilen el-Hıkme, el-Hukm, el-Muhkem ve el-Muhkeme isimleri, Kur’an’ın Hakîm olan  Allah kelamı olduğunu, hikmetlerle dolu olduğunu, sağlam lafızlardan oluştuğunu, açık ve anlaşılır manada olduğunu vurgulamaktadır.

31.         el-Haras*: Koruyucu. Okuyup amel edenleri şeytana karşı beklediği için bekçi anlamında bu isim verilmiştir.(Fîruzabâdî, Besâir, I, 96.)

32.         el-Hayr: Hayır ve iyiliğin kendisi.16/30

33.         el-Hikmet: Hikmetli sözlerin kaynağı.54/5

34.         el-Huccet: Delil.6/149

35.         el-Hüdâ: Hidayet rehberi olan, doğru yolu gösteren.2/2 Aynı kökten el-Hâdî de denmiştir.

36.         el-Hükm: En doğru ve en hikmetli ilkeler içeren.13/37

37.         el-Ismet*: Günahlardan koruyan.(Dârimî, Fadâilü’l-Kur’ân 1)

38.         el-İmâm: Önder, rehber.17/71 Ayetteki” imam” kelimesi önder, amel, peygamber ve kitap olarak anlaşılmıştır. Son anlayışa göre insanlar ahirette ey Tevrat ehli, ey İncil ehli yahut ey Kur’an ehli diye çağrılacaktır.(İbnü’l-Cevzî, Zâdü’l-Mesîr, V, 64-65)

39.         el-İnzâl: Yücelerden inen.5/174

40.         el-Kasas: En güzel kıssaları anlatan.12/3 Kur’an’ın muhtevası işaret eden bir isimdir.

41.         el-Kâsımu’z-Zahr*: Bel kıran.(Dârimî, Fadâilü’l-Kur’ân 1)

42.         el-Kavl: Sözlerin en güzeli.28/51

43.         el-Kayyım: Dosdoğru ilkeler içeren.18/1-2

44.         el-Kayyıme: Dosdoğru hüküm ve ilkeler kaynağı.98/1-3

45.         el-Kelâm: Sözlerin en güzeli.9/6 Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu, birtakım kelimelerden medyana geldiğini vurgulayan bir isimdir.

46.         el-Kelimât/Kelimâtullah: En güzel sözler mecmuası.31/27

47.         el-Kelime/Kelimetullah: En güzel söz.6/115

48.         el-Kerîm: Keremli, ikramı bol olan.56/77-80

49.         el-Kevser: Bolluk ve bereket kaynağı.108/1

50.         el-Kıst: Adaletin kendisi olan, adalet ilkeleri içeren.5/42

51.         el-Kîl: Söylenenlerin en güzel ve en doğrusu.4/122

52.         el-Kitâb: Yazılı belge.44/2 Kur’an’ın yazılan, yazıyla korunan ve içerisinde harf-kelime-ayet ve sureleri toplayan bir mecmua olduğunu vurgulayan bir isimdir.

53.         el-Kur’ân: Okunan ve tüm hikmetleri kendisinde toplayan. “Rahman, Kur’an’ı öğretti.”55/1-2 Bu isim, Yüce kitabın okunan ve ezbere okunarak korunan, içerisinde pek çok hikmetli manaları barındıran bir kitap olduğunu vurgulamaktadır. Kelimenin kökünün ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Kimi, Kur’an ismi onun özel ismi olup herhangi bir kökten türememiştir derken; kimi, okuma anlamına KaRaE kökünden; kimi, toplama anlamına Kar’ kökünden; kimi, ziyafet anlamına Kırâ kökünden; kimi, eşsiz, fasîh anlamına Kırn kökünden;  kimi, birbirini destekleyen ve birbirine benzeyen delil anlamına Karîne kelimesinden; kimi de birbirine yakın anlamında KaRaNe kökünden türetildiğini söylemiştir. Gerçekten de Kur’an bu anlamların hepsini bağrında barındırmaktadır. O, hem eşi benzeri olmayan özel bir kitaptır. Hem okunan bir kitap, hem içerisinde sayısız mânâ ve hikmeti toplayan bir kitap, hem Allah’ın mümin kullarına sunduğu ilahî bir ziyafet sofrası, hem delil ve belgelerle dolu bir kitap, hem eşsiz güzellikte fasîh bir lafız, hem de birbirine yakın dizili kelimelerden oluşan ve kulları Yaradan’a yaklaştıran bir kitaptır. Kur’an’a ‘okunan, okunmuş’ anlamına, aynı kökten el-Makru’, eş anlamlısı olan TeLâ kökünden el-Metlüv ve RaTeLe kökünden el-Mürattel isimleri de verilmiştir.

54.         el-Mâ: Su gibi bereket kaynağı olan.23/18 Su gibi Kur’an’ın da hayat verici yönü göz önünde tutularak bu isim verilmiştir.

55.         Mâhil*: Savunan, müdafaa eden.(Münavî, Feyzü’l-Kadîr, IV/535)

56.         el-Makrû’: Sürekli okunan.17/106

57.         el-Mecîd: Şanlı, şanı yüce olan.85/21-22

58.         Me’debetullah: Allah’ın ziyafet sofrası.(Dârimî, Mukaddime 20)

59.         el-Merfû’: Rütbesi, şanı yüce olan, yüceltilmiş kitap.80/13-14

60.         el-Mesânî: Sürekli tekrarlanan, dillerden düşmeyen.15/87

61.         el-Mesel: En güzel, en anlamlı ve en çarpıcı örnek.14/24

62.         el-Mestûr: Satırlara yazılmış olan.52/2-3

63.         el-Metlüv: Anlaşılarak okunan.2/121

64.         el-Mev’ıza: En etkili ve en güzel öğüt.10/57

65.         Muhkeme: Lafız ve manası sağlam, hikmetle dolu olan.47/20

66.         el-Mu’addil*: Adalet rehberi.(Tirmizi, Fâdâilü’l-Kur’ân 14)

67.         el-Mübârek: Bereket kaynağı, şanı yüceltilmiş olan.38/29

68.         el-Mübeşşir: Müjdeleyen.18/1-2

69.         el-Mübîn: Açık, lafzı ve manası açık olan.43/2

70.         el-Müfassal: Açık açık bölümlerden oluşan.6/114

71.         el-Müheymin: Kendinden önceki ve sonraki bütün hakikatleri koruyup kollayan, hakikatlere tanıklık yapan.5/48

72.         el-Mükerrem: Keremli, ikramı bol mukaddes kaynak.80/13-14

73.         el-Münezzel: Yücelerden indirilen.6/114

74.         el-Münîr: Aydınlatıp ışıtan, sönmeyen güneş.3/184

75.         el-Mürattel: Ağır ağır, üzerinde durula durula okunan.73/4

76.         el-Mürşid*: En doğruya götüren, en güzeli gösteren rehber, yol gösterici.(Fîruzabâdî, Besâir,  I/96)

77.         el-Müsaddık: Gerçekleri tasdik eden.6/92

78.         el-Müsebbit: Lafız ve mesajı sabitleşen, unutulup yok olmayacak olan.11/120

79.         el-Mutahhar: Her türlü kirden arınmış olan, tertemiz olan ve arındıran.80/1-14

80.         el-Müteşâbih: Lafız ve mana bakımından ayetleri birbirine benzeyen.39/23

81.         en-Nebe’: En önemli ve büyük haber.38/67

82.         en-Necât*: Kurtuluş kaynağı olan.(Dârimî, Fâdâilü’l-Kur’ân 1)

83.         en-Ni’met: Nimetlerin en güzeli.68/2

84.         en-Nücûm: Ayet ayet, sûre sûre inmiş olan.56/75

85.         en-Nûr: Işık ve aydınlık kaynağı olan.24/157

86.         er-Rahmet: Rahmet ve merhamet kaynağı.27/77

87.         er-Risâlet: İlahî mesaj.5/67

88.         er-Rüchân*: Üstünlük sahibi, tercihe şayan olan, ağır basan.(Kenzü’l-Ummâl, I, 445)

89.         er-Rûh: Hayat kaynağı olan.42/52

90.         Sâhibü’l-Mü’min*: Müminin sahibi, arkadaşı, dostu, yâranı.(Ahmed, V, 248)

91.         es-Sekîl: Ağırlığı olan söz.73/5

92.         es-Sıdk: Sözün en doğrusu olan.39/33

93.         es-Sırâtu’l-Müstekîm: Dosdoğru yol.

94.         es-Suhuf: Sayfalardan oluşan.80/13-14

95.         Şâfi’-Müşeffa’*: Şefaati umulan ve şefaati kabul edilen.(Feyzü’l-Kadir, IV, 535)

96.         eş-Şifâ: Şifa kaynağı olan.10/57

97.         et-Tafsîl: Birbirini açıklayan apaçık bölümler halinde inen.6/97

98.         et-Tefsîr: Manası açık ve anlaşılır olan.25/33

99.         et-Tenzîl: Yücelerden indirilmiş olan.26/192

100.     et-Tasdîk: Doğrulayan ve doğrulanan.10/37

101.     et-Tebsıra: Apaçık belge.50/8

102.     et-Tezkira: En etkili öğüt.76/8

103.     et-Tibyân: Gerçeği açıklayan, apaçık gerçeklerin kitabı.16/89

104.     el-Urvetü’l-Vüskâ: Kopmayan sağlam kulp, tutamak.2/256; 31/22

105.     Ümmü’l-Kitâb: Kitapların anası, özü, esası olan.3/7; 43/1-4

106.     el-Vahy: Vahiy mahsülü olan.21/45

107.     ez-Zebûr: Tüm ilahi kitaplar.21/105

108.     ez-Zikr: Yüce Allah’ı hatırlatan en etkili öğüt.21/50

109.     ez-Zikrâ: Öğütlerin en güzel ve etkilisi.50/8

 

Sayılan bu kelimelerin bir kısmı Kur’an’ın ismi olarak, bir kısmı da onun muhtevasını, bölümlerini ve diğer özelliklerini açıklayan niteliği olarak zikredilmiştir. Yine bu kelimelerin büyük bir kısmı, zikredildiği şekilde ayetlerde  geçmekte, bir kısmı da ayet yahut hadiste geçen ifadelerden türetilmiştir. Bu sayılan isimlerin birçoğu, aynı zamanda Allah Teâlâ ve Peygamberimizin isimleri arasında da sayılmıştır.

Sayılan bu isimler Kur’an’ın en belirgin yanlarını öne çıkaran kapsamlı manaları olan kelimelerdir. Kur’an sayılan tüm bu isimlerin hepsindeki derin manaları kuşatan bir kitaptır. Onun bu kadar çok isminin oluşu, onun birkaç kelime/isim ile tanımlanamayacak kadar çok yönlü, engin manalarla dolu zengin bir kitap oluşunu göstermektedir.

(İsimlerin sonunda belirtilen rakamlardan 1. si SURE NUMARASI 2. ise AYET NUMARASI’dır.)

Kaynak : Prof. Dr. Ali Akpınar